Böbrek tümörü ne zaman görülebilir ve çeşitleri nelerdir?
Genellikle 55 yaş üzerinde görülebilen böbrek kanserine erken tanı konulabilir ve ameliyat edilebilirse hastaların %80’ine tedavi sağlanabilir. Böbrekte görülen tümörler iyi (selim, benign) ve kötü (malign, habis) huylu tümörler olmak üzere ikiye ayrılır.
Malign (Kötü huylu)
Malign (Kötü huylu) tümörler ise ameliyat ile tedavi edilse bile yeniden yayılım gösterebilir, hayatı tehdit edebilirler. Çevre dokulara yayılıp zarar verebilirler. Kan damarları yoluyla akciğerler, kemik ya da karaciğer yayılımı görülebilir. Yayılım gösterdikten sonra böbrek tümör hücreleri diğer dokularda yeni tümörler oluşturacak şekilde büyümeye yol açabilir.
Benign (İyi huylu )
Benign (İyi huylu ) tümörler tedavi edildiklerinde veya ameliyat ile alındıklarında tekrar etmezler ve sıklıkla hayatı tehdit etmezler. Çoğu içi su dolu keseciklerdir (böbrek kistleri). Bunlar çevre dokulara yayılım göstermeden düzenli aralıklar ile kontrol edilirler.
Böbrek tümörü için risk faktörleri nelerdir?
Bazı risk faktörleri böbrek kanseri gelişiminde rol oynayabilir. Sigara kullanımı, obezite, yüksek kan basıncı ve aile hikayesi (ailesinde böbrek tümörü olanlar) gibi risk faktörlerine sahip olan kişilerde böbrek kanseri gelişme ihtimali daha yüksektir.
Böbrek kanserinin belirtileri nelerdir?
İdrarda kan görülmesi (idrar çay rengi, pas renkte ya da koyu kırmızı olabilir), sağ ya da sol tarafta (böğür) ağrı, kişinin karnında veya yan tarafında bir kitle hissetmesi, açıklanamayan kilo kaybı, yüksek ateş, yorgunluk, iştahsızlık böbrek tümörünün belirtileri olarak sayılabilir. Fakat çoğu böbrek kanserinin belirti vermeden tesadüfen yapılan ultrason ve bilgisayarlı tomografi gibi görüntülemelerde ortaya çıkabileceği unutulmamalıdır.
Böbrek kanserinin teşhisi hangi görüntüleme yöntemleri ile yapılır?
Tanıda 3 görüntüleme yöntemi kullanılabilir. Bunlar; ultrasonografi, bilgisayarlı tomografi (BT), manyetik rezonans (MRI) görüntülemedir. MRI, idrar yollarının ve böbrekteki çevre dokularının görüntülenmesinde önemli katkılar sağlayabilir. Ayrıca bazen tümör renal ven ve vena cava gibi ana damarlara trombüs ile yayılır o zaman anjio MRI yapılır. Metastaz şüphesi için AC filmi, kemik sintigrafisi ve PET yapılabilir.
Bunların dışında, bazen tüm görüntüleme yöntemlerine rağmen böbrekteki kitlenin iyi veya kötü olduğu anlaşılamaz ise böbrek biyopsisi yapılır.
Böbrek tümörü nasıl tedavi edilir?
Böbrek kanserinin en etkin tedavisi cerrahi tedavidir. Cerrahinin birden fazla çeşidi vardır. Tümörün büyüklüğü ve evresine, hastanın diğer böbreğinin çalışıyor olup olmamasına ve diğer böbrekte tümör varlığına göre değişim gösterir. Böbrek tümörü ameliyatı temelde radikal ve parsiyel nefrektomi olmak üzere 2’ye ayrılır.
Böbreğin tamamının alınması (Radikal Nefrektomi); bu ameliyatta tüm böbrek dokusuyla böbrek çevresindeki yağlı doku ve bazı durumlarda böbrek üstü bezi cerrahi olarak çıkarılır. Açık veya kapalı (laparoskopik) olarak yapılabilir.
Böbreğin bir kısmının çıkartılması (Parsiyel Nefrektomi); böbreğin sadece tümör içeren kısmı (boyutu ve böbrek üzerindeki konumu uygun olduğunda) çıkarılmaktadır. Açık veya kapalı (laparoskopik) yöntemle ameliyat yapılabilir. Laparoskopik operasyonlarda kanama daha az ve iyileşme daha çabuk olur.
Tümör boyutu çok küçük ve hastanın cerrahi olarak tedavisini önleyen şartlar olabilir. Bu durumda böbrekteki tümör dokusunun minimal invaziv yöntemlerle tedavisi söz konusu olabilir. Crio cerrahi, radyofrekans ablazyon bunlara örnek olarak verilebilir.
Operasyon sonrası böbrek tümörü takibi nasıl yapılır?
Böbrek kanseri operasyonlarından sonra kanserin tekrar etme ihtimali olduğundan rutin kontroller ile kanserin nüks durumu kontrol edilir. Kontroller esnasında kan testleri, akciğer grafisi, böbrek tomografi ve ultrasonografileri kullanılır. Yıllık takiplerin, 5 yıllık takip sonrasında yapılması uygundur. Takiplerde bir böbreği kanser nedeniyle alınan ve tek böbreği kalan hastalarda, kalan böbreğin fonksiyonlarının korunması ekstra önem taşır. Genellikle uzun dönemde kalan böbrek diğer böbreğin de görevini üstlenerek boyutunda büyüme ile kendisini gösterebilir. Böbrekler üzerinde zararlı olan diyabet, hipertansiyon gibi hastalıkların tek böbreği kalan insanlarda vereceği hasar daha önemli olabilmektedir. Bu yüzden sadece kanserin tekrar etmesi açısından değil genel sağlık durumu açısından da hastanın yakından takip edilmesi gerekmektedir.